Doğa Derneği, 31 Mart 2024 Pazar günü gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimi sonrası belediyeler için bir davet yayınladı. Davet, tüm canlılar için tabiat hakkı, kent hakkı, iklim değişikliği ve biyolojik çeşitliliğe dair yapılması gerekenleri barındırıyor.

Yapılan davete dair açıklamalarda bulunan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Lideri Dicle Tuba Kılıç; ‘’Şehirler, tabiat üzerinde en çok tesire sahip alanlar. Buradaki ömür biçimi ve planlamalar, hem kentlerin içindeki hem de çeperindeki Değerli Tabiat Alanları’nı ve biyolojik çeşitliliği direkt etkiliyor. Hasebiyle, belediyelerin birinci adımı, kentlerin tabiatın üzerindeki tesirini öğrenmek ve kentleri bu bilginin ışığında yönetmek.” dedi ve ekledi “Türkiye, bir yandan iklim değişikliğinin tesirlerine adapte olmaya çalışırken bir yandan da eski ve yanlış siyasetleri sürdürmeye devam ediyor. Mahallî idareler, tabiatla ve iklim değişikliğiyle uyumlu yeni formüller deniyor ve geliştiriyor. Bu mevzuda adımlar atmış olan yahut yeni seçilmiş olan liderler için rehber niteliğinde bir liste hazırladık. Liderlerden, sorumlu oldukları bölgelerde tabiatla uyumlu bir hayat inşa etmeyi asli vazife olarak kabul etmelerini ve yalnızca insan tipine değil tüm canlılara hizmet etmelerini talep ediyoruz. Bu süreçte her türlü işbirliği ve dayanağa açığız’’. dedi.

Doğa Derneği’nin Liderlerden Talepleri

Biyoçeşitlilik:
-Belediye hudutları içinde kalan Kıymetli Tabiat Alanları’nın korunması, müsaade ve plan süreçlerinde Kıymetli Tabiat Alanları’nın referans alınması.  

-Şehirlerin biyolojik çeşitliliğinin artırılması ve tanıtılması. 

-Kritik habitatların onarımının başlatılması.

-Yeşil alanların biyolojik çeşitliliğini koruyacak ve artıracak formda planlamaların uygulanması.

İklim:

–Şehirleşme, su, güç, yeşil alan, tarım üzere temel siyasetlerin ve uygulamaların iklim değişikliğinin tesirlerine nazaran planlanması.

-Afet risk idaresinde iklim değişikliğinin tesirlerine karşı direnç oluşturacak, tabiatla uyumlu hem klasik hem çağdaş prosedürlerin kullanılması.

Su: 

-Şehirlerde suyun döngüsüne nazaran planlama yapılması.

-Yağmur suyu toplama tekniklerinin benimsenmesi ve bu suların kentin farklı gereksinimlerinde yine kıymetlendirilmesi.

-Yeni teknolojilerin arıtma tesislerine entegre edilmesi.

-Arıtılmış su kaynaklarının sulak alan onarımlarında kullanılması.

-Su tüketiminin minimize edilmesi.

Enerji:

-Şehirlerin kendi güçlerini üretecek halde tasarlanması. 

-Kırsal alanları yok eden yenilenebilir güç üretimlerinin kentlere kayması.

-Şehirlerde güneş gücü üretimlerinin desteklenmesi. 

-Kamu binalarından başlayarak kentlerde güneş gücü üretimlerinin desteklenmesi 

Sokaklarda Yaşayan Hayvanlar: 

-Sokaklarda yaşayan köpek/kedilerin ‘can güvenliğinin’ ve ‘yaşam alanlarının’ sağlanması.

-Doğal alanlarda köpek nüfusunun artmasına sebep olan uygulamaların (bu bölgelere kentlerdeki hayvanları toplayıp bırakmak gibi) engellenmesi.

-Kısırlaştırma ve bakım çalışmalarının artırılması. 

-Tüm süreçlerin şeffaf bir halde paylaşılması ve kontrole açık olması. 

Tarım:

-Tarım alanlarında tabiat dostu mahallî üretimlerin desteklenmesi.

-Kuraklığa sağlam tarım uygulamalarının desteklenmesi.

-Meraların korunması ve mera hayvancılığının desteklenmesi.

-Kırsal üretimlerini savunan lokal kümelere dayanak olunması.

Ortaklık:

–Şehirlerin idaresinde ve planlamasında uzman sivil toplum kuruluşları, mahallî örgütler ve bilim insanlarının dahil edilmesi. 

–Farklı belediyelerin havza bazında işbirlikleri oluşturması.

-Her türlü ayrıştırıcılıkla gayret edilmesi, ortak kültürlerin korunması ve tanıtılması.

Gelecek:
-Çocuklar ve gençlere yönelik yürütülen tüm çalışmaların;

o kentin biyolojik çeşitliliği, mahallî kültürü, tabiatla uyumlu uygulamaları ve iklim değişikliğine dirençli çalışmaları içerecek biçimde planlanması.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı